İzmir İş Avukatı - İş Hukuku Avukatı İzmir - İzmir İş Hukuku Avukatı - İzmir İş Mahkemesi Avukatları - İşçi Davaları Avukatı.
Yazar:
İş hukuku konuları herkesin gündeminde üst sıralarda yer alıyor. İster işten çıkarma, ister işyeri anlaşmazlıkları olsun, güvenebileceğiniz bir avukata ihtiyacınız var. İş hukuku avukatı iş hukuku konularınızı karşılayabilecek bir şekilde çözüm sunabilir.
Avukat İpek Kul Hukuk Bürosu olarak, iş hukukunun her alanında, her türlü iş uyuşmazlığında ve işyeri ile ilgili her türlü davada hem çalışanlar hem de işverenler adına hareket etme deneyimine sahibiz. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere çok çeşitli iş hukuku konularında tavsiyelerde bulunabiliriz:
Ayrıca iş ve işçi mahkemelerine gitmemenin en iyisi olduğunun da farkındayız. İzmir'deki iş avukatlarımız tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözümü konusunda uzmandır. Mahkemeye gitmenin stresi ve masrafı olmadan istediğiniz sonucu almanıza yardımcı olabiliriz.
İşyeri anlaşmazlıklarının ne kadar hassas olabileceğini anlıyor ve başlangıçta ve mümkün olduğunda arabulucu bir yaklaşım izlemeyi öneriyoruz. Ancak bu yaklaşım bozulursa, dava açmak için tam donanımlıyız.
Önde gelen iş uzmanı avukatları ve avukatları bilgilendiriyoruz ve makul fiyatlarla en kaliteli avukatlar tarafından özlü, hızlı tavsiye ve kişisel olarak uyarlanmış bir hizmet sunuyoruz.
Bu alanda uzman avukatlardan oluşan ekibimiz şunları içerir: Avukat İpek Kul. Bayraklı'daki ofisimizle, İzmir'deki ve Türkiye'deki işletmelere danışmanlık yapıyor ve temsil ediyoruz. Daha fazla bilgi veya doğrudan bir iş avukatıyla görüşmek için lütfen 0553 614 64 16 numaralı telefondan bizi arayın veya iletişim formumuzu doldurun.
İş denetimi ve teftişine yetkili iş müfettişleri tarafından ifade ve bilgilerine başvurulan işçilere, işverenlerin gerek doğrudan doğruya ve gerek dolayısıyla telkinlerde bulunmaları, işçileri gerçeği saklamaya yahut değiştirmeye sevk veya herhangi bir suretle zorlamaları veyahut işçilerin ilgili makamlara başvurmaları, haber ve ifade vermeleri üzerine, bunlara karşı kötü davranışlarda bulunmaları yasaktır.
İşçilerin çalıştıkları veya ayrıldıkları işyerleriyle işverenleri hakkında gerçeğe uygun olmayan haberler vererek gereksiz işlemlerle uğraştırılmaları veya işverenleri haksız yere kötü duruma düşürmeye kalkışmaları ve iş müfettişlerince kendilerinden sorulan hususlar için doğru olmayan cevaplar vererek denetim ve teftişin yapılmasını güçleştirmek veya yanlış bir sonuca vardırmak gibi kötü niyetli davranışlarda bulunmaları yasaktır.
Bu Kanun hükümlerinin tam ve gerektiği gibi uygulanabilmesi için işyerlerini teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerinin gerekli görmeleri ve istemeleri halinde, zabıta kuvvetleri, bu iş müfettişlerinin görevlerini iyi bir şekilde yapabilmelerini sağlamak üzere her türlü yardımda bulunmakla yükümlüdürler.
İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir.
Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu fıkra hükmü uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur.
Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.
Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir.
Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder. Bu ödev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerince yapılır.
İşçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin başvuruları üzerine, iş sözleşmesinin devam etmesi kaydıyla birinci fıkra hükmü uyarınca işlem yapılabilir.
Askeri işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim ve teftişi konusu ve sonuçlarına ait işlemler Milli Savunma Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.
Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder.
Ciddi yaralanmalar veya hastalıklar yaşayan çalışanlar, genellikle uzun süre devamsızlıktan sonra işe döndüklerinde özel dikkat gerektirebilir. İşe dönüş süreci etkileşimli, kapsamlı ve profesyonel bir şekilde ele alındığında hem işverenler hem de işçiler fayda sağlar. Ayrıca, aktif görevli hizmet üyelerini işlerine geri döndürmek için özel korumalar ve prosedürler olduğunu unutmayın.
Davadan kaçınmak elbette ana hedeflerden biridir. Ülke yasaları, engelli (geçici bile olsa), tıbbi izinli çalışanları ve işçi tazminatı talep edenleri korur. Bununla birlikte, başarılı bir işe dönüş süreci aynı zamanda üretkenliği ve morali artırmaya, şirketinizin zamandan ve paradan tasarruf etmesine, çalışanların ücret maliyetlerini düşürmesine ve kilit yetenekleri elde tutmanıza yardımcı olabilir.
Her pozisyon için temel işlevlerin belirlenmesi de dahil olmak üzere açıkça belirtilen iş tanımları, işverenler için uyumu çok daha net hale getirir. İş tanımları belirsiz ise, işverenlerin ADA davalarına karşı savunma yapmaları çok daha zordur.
Yaralanma, hastalık veya sakatlık nedeniyle devamsızlıktan dönen bir çalışan, makul bir düzenleme olsun veya olmasın işin temel işlevlerini yerine getirebilmelidir . Temel işlevleri belirlerken aşağıdakileri göz önünde bulundurabilirsiniz:
Bir çalışan işe dönmeden önce, bir göreve uygunluk sertifikası alması gerekebilir. Çalışanın sağlık kuruluşu tarafından doldurulan bu form, çalışanın işin asli görevlerini yerine getirip getiremediğini ve varsa hangi sınırlamalara sahip olabileceğini belirtir. Göreve uygunluk sertifikası gerekli değildir, ancak işverenler, FMLA'ya göre bu şartı tüm çalışanlara uygulamalıdır.
İş Hukuku davalarıyla ilgili ücretler ve finansman hakkında bilgi için lütfen iletişim sayfamıza bakın.